Aurélia // Gérard de Nerval
Aurélia
Gérard de Nerval
“Yavaş yavaş aydınlanan belirsiz bir yeraltıdır uyku, burada gölgeden ve gecenin içinden, arafı mesken tutmuş, ciddiyetle hareketsiz duran soluk siluetler çıkagelir.”
Nerval rüyaları bildiğimiz dünyayla gerçeküstü dünya arasındaki iletişimi sağlayan bir vasıta olarak görür. Yazıları onun mantık ve tutarlılıkla kuvvetli bağını sarsan hayaller ve fantezilerle doludur. Bunun en önemli örneklerinden biri olan ve en önemli eseri kabul edilen Aurélia’da düşle gerçeklik, delilikle yaratıcılık arasındaki belirsiz, gizemli çizgiyi, kendi ruhsal deneyim ve arayışlarından yola çıkarak inceliyor.
Fransız romantizminin önemli yazar ve şairlerinden, sembolizm ve gerçeküstücülük akımını olduğu kadar T. S. Eliot, Ahmet Hamdi Tanpınar, Charles Baudelaire ve Marcel Proust gibi pek çok yazarı etkilemiş Nerval eşsiz ve zarif edebi üslubuyla saflık, kaybedilmiş gençlik, kendini gerçekleştirme ve güzellik ideallerini yansıtan imgeleri Aurélia’da buluşturuyor.
Gérard de Nerval Fransız romantik edebiyatının önde gelen yazar ve şairlerinden Gérard Labrunie'nin takma adıdır. 1808’de Paris'te doğan Nerval annesinin iki yaşındayken vefat etmesi ve babasının askeri hekim olarak sürekli cepheye gitmesi nedeniyle Fransa'nın kırsal kesiminde, Mortefontaine’de yaşayan büyük dayısının yanında büyüdü. 20 yaşında Faust çevirisiyle Goethe dahil pek çok yazarın övgüsünü kazandı, edebiyat çevrelerine dahil oldu. 1848'de geçirdiği depresif nöbet, akıl hastalığı teşhisi konulmasına ve uzun bir süre akıl hastanesine kapatılmasına sebep oldu. Bu olaydan sonra Nerval ismini kullanmaya başladı. Eserleri Fransız romantizmini, sembolizmi ve gerçeküstücülüğü etkiledi. "Çorak Ülke" adlı uzun şiirini Nerval'den bir alıntıyla sonlandıran T. S. Eliot, Ahmet Hamdi Tanpınar, Charles Baudelaire, Antonin Artaud, Andre Breton ve Marcel Proust gibi pek çok yazar Nerval'den etkilendi ve övgüyle bahsetti. 1855’te intihar etti. Aurélia’nın son sayfası intiharının ardından cebinde bulundu.